Cinsel Sağlık Merkezi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) cinsel sağlığı; cinsel yaşamın bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal açıdan bir bütün olarak ele alınması yoluyla kişilik, iletişim ve sevginin olumlu yönde zenginleşmesi ve güçlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca cinsel sağlık, kişisel sağlığın önemli ve pozitif bir yönü olarak ele alınmaktadır.
Cinsellik insan yaşamının önemli bir parçası olup yakın ilişkinin oluşması ve sürdürülmesinde çok büyük rol oynar. Bu nedenle cinsel sorunlar birey için haz ve doyum duygusunu kaybetmekten öte büyük bir sıkıntı kaynağıdır. Cinsel işlev bozuklukları, “kişinin istediği biçimde cinsel ilişkide bulunmasını engelleyen” bozukluklardır. Cinsel ilişki; istek, uyarılma, doyum ve rahatlama olmak üzere 4 aşamadan oluşur. Bu aşamalardan birinde veye birkaçında sorun olması cinsel işlev bozukluklarına neden olur. Cinsel sorun organik ve psikolojik nedenlere bağlı oluşabilir. Çoğu zaman organik nedenlere psikolojik nedenler de eşlik ettiği için cinsel işlev bozukluklarının multidisipliner olarak ele alınması, değerlendirmelerin gerektiğinde psikiyatri, üroloji ve jinekoloji uzmanlarınca yapılması gerekmektedir. En sık görülen organik nedenler; damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, kronik hastalıklar, ilaç yan etkileri, alkol ya da uyuşturucu madde kullanımıdır.
Cinsel işlev bozukluklarına yatkınlık yaratan ve sorunun sürmesinde rol oynayan birçok psikolojik faktör vardır. Ailenin ve toplumun cinselliğe bakış tarzı, yetiştirilme biçimi, eksik ya da yanlış bilgilenme, cinsellik hakkında kalıplaşmış yanlış düşünceler, psikiyatrik rahatsızlıklar, ilişkideki uyumsuzluk, çiftler arasında çekiciliğin kaybolması, aldatılma, hamilelik ve doğum sonrası ruhsal sorunlar, partnerdeki cinsel problemler, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalma, travmatik cinsel deneyimler, cinsel açıdan özgüven eksikliği, performans anksiyetesi en çok rol oynayan psikososyal, kültürel cinsellik nedenlerdir.
Cinsel İsteksizlik
Cinsel istek ve fantezilerin azalması veya yokluğu ile karakterize bir durumdur. Cinsel yaşamın başından beri olabildiği gibi sonradan da gelişebilir. Beraberinde cinsel tiksinti bozukluğu da görülebilir. Cinsel tiksinti bozukluğu cinsel ilişki kurmaktan ve masturbasyondan tiksinti duymaktır. Kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Cinsel korkular, kronik stres, kaygı, depresyon, evlilik sorunları, olumsuz cinsel deneyimler ve ilaç kullanımı ile ilişkili olabilir.
Cinsel Uyarılma Bozukluğu
Cinsel uyarılmanın yetersiz oluşudur. Uyarılma sorunu olan kadınlarda yeterli ıslanma olmaz.
Erkeklerin tersine uyarılma sorunu olan kadınlar cinsel ilişkiye girebilirler ancak çoğu zaman orgazm olmada güçlük yaşarlar. Uyarılma sorunu olan erkeklerde ereksiyon (sertleşme) güçlüğü ortaya çıkar. Ereksiyon güçlüğü, penisteki sertleşmenin süre ve gücünün cinsel ilişki için yeterli olmaması halidir. Erkeklerde cinsel terapiye en sık başvurma nedenidir. Erişkin erkek populasyonunun % 10 – 20’sinde görülmekte ve 60 yaşından sonra belirgin olarak artmaktadır. Genç ve orta yaş erkeklerde daha çok psikolojiktir. Birçok erkek cinsel yaşamları boyunca zaman zaman sertleşme veya sertleşmeyi sürdürmede sorun yaşayabilir. Eğer sertleşme bozukluğu 2 aydan uzun sürer ve sık tekrar ederse mutlaka bir uzmana danışılması gerekir. Uyarılma sorunları şeker hastalığı, damar hastalıkları, hormonal nedenler, nörolojik hastalıklar, Peyronie hastalığı gibi organik nedenlerle ortaya çıkabildiği gibi stres, başarılı olamama kaygısı, yorgunluk, suçluluk duygusu, depresyon gibi birçok psikolojik nedenlerle de ortaya çıkabilir. Genellikle organik nedenli sertleşme bozukluğuna psikolojik sorunlar da eşlik eder. Bu nedenle organik nedenlere bağlı cinsel sorunu olan kişinin psikiyatrik yardım alması tedaviyi daha başarılı kılar.
Orgazm Bozukluğu
Sürekli ve tekraralayan bir şekilde mastürbasyon veya cinsel birleşme ile orgazmın gecikmesi veya hiç olmamasıdır. Orgazm bozuklukları kadınlarda erkeklere göre daha yüksek oranda görülür. Daha önce orgazm olan bir kadın yaşamının bir döneminde orgazm olma sorunu yaşayabilir. Kadınların % 25’i evliliklerinin ilk yılında orgazm olamazlar. Yapılan araştırmalar cinsel deneyim arttıkça kadınların daha kolay orgazm olabildikleri ortaya koymaktadır. Hamile kalma veya zarar görme korkusu, suçluluk duyguları, evlilik sorunları ve ilaç kullanımı orgazm olmayı olumsuz etkileyebilir. Orgazm olma sorunu yaşayan erkeklerde boşalma gecikir veya bazen boşalma olmayabilir. Şeker hastalığı, antipsikotik ilaç kullanımı olan erkeklerde bazen boşalma mesaneye olur, zayıf bir orgazm yaşanabilir. Orgazm sonrası idrarın bulanıklığı fark edilebilir. Erken boşalma erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel ilişki süresince boşalma kontrolünü sağlayamama durumudur. Boşalma vajinaya girmeden önce, giriş sırasında veya vajinaya girdikten kısa süre sonra olabilir. Genç ve deneyimsiz erkeklerde sorun zamanla ortadan kalkar. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber daha çok psikolojik faktörlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Erken boşalma birçok çift için sorun olarak görülmeyebilir. Çiftler bu duruma zamanla uyum sağlar ancak erken boşalma erkekte özgüven eksikliği ve yetersizlik duygularına neden olarak performans anksiyetesine, isteksizliğe ve sertleşme güçlüğüne neden olabilir. Tedavide kaygı düzeyini azaltmak amaçlanır. Özel teknikler öğretilerek boşalma kontrolünün sağlanması geliştirilir. Tek kalıcı çözüm cinsel terapidir. Gerekli durumlarda ilaç tedavisi de başlanabilir.
Vajinismus
Yetersiz ve yanlış bilgilenme ve buna bağlı korkular nedeniyle vajina çevresindeki kasların yineleyici biçimde istem dışı kasılması sonucu cinsel ilişkiye girememedir. Kadınlarda en sık cinsel terapiye başvuru nedenidir. Genellikle ilk başvurulan doktor bir kadın doğum uzmanıdır. Jinekolojik olarak vajinismusu olan kadınlarda cinsel birleşmeye engel bir patoloji yoktur. Cinsel eğitim yetersizliği, baskıcı veya aşırı tutucu yetiştirilme tarzı, kadınların cinsel organlarını yeterince tanımaması, penisin çok büyük vajinanın çok dar olduğuna ilişkin yersiz kaygılar ve cinsel birleşmenin acı vereceği korkusu vajinusmusa neden olur. Sertleşme güçlüğü gibi cinsel tedaviyi zorunlu kılan bir hastalıktır. Vaginismus sorunu çözülmediğinde, eşlerinde erken boşalma, cinsel ilgi ve istek azalması ya da sertleşme güçlüğü gibi cinsel sorunların görülme sıklığı oldukça fazladır. Evlilik içi sorunlar tabloya eklenmemişse tedaviye iyi yanıt vermektedir.
Sakinleştirici ilaç, alkol, ağrı kesici pomadlar ve kızlık zarının ameliyatla alınması çözüm sağlamaz aksine umutsuzluk ve korkuyu arttırarak çözümü zorlaştırır. Terapiye çiftlerin birlikte başvurması önerilir.